Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucu başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür (6098 Sayılı Borçlar Kanunu Md. 49). Tazmin edilecek bu zarardan “ölüm” ya da “bedensel bütünlük zararı” şeklinde insanın şahıs varlığı ile ilgili olanlar, maddi tazminat alacak davası hesabının konusunu oluşturur.
Tazminat isteme hakkı yasalarla sınırlandırılmış ve bir takım koşullara bağlanmıştır. Yasalarda açıklık bulunmayan durumlar ise öğreti ve yüksek mahkeme içtihatları ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Her zararın sonucunda maddi tazminat doğmayabilir. Bu, somut olayın soyut kurallara uyumlandırılması ve değerlendirilmesi ile ortaya çıkarılır. Bu değerlendirme “hukuki değerlendirme”dir. Tazminat hukukunun asıl belirleyici unsuru hukuki değerlendirmedir. Hukuki değerlendirme sonucunda zararın “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilden” meydana geldiğine dair mahkemede kanaat oluşursa tazminine hükmedilir. Hükmedilecek “maddi tazminatın” miktarı, bu konuda uzman hesap bilirkişileri tarafından yapılan teknik hesaplamalarla ortaya çıkarılır. “manevi tazminatın” hesaplanabilir bir ölçüsü bulunmadığından, değerlendirilmesi mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Kimler maddi tazminat isteyebilir?