sayfa içeriği
  • https://www.facebook.com/MaddiTazminat/
Ana Başlıklar


Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam41
Toplam Ziyaret870857
Site Haritası

Bilirkişinin Görev Alanı

Yargıç, gördüğü eğitim, edindiği deneyim, genel kültür ve hukuk nosyonu ile çözemediği “özel ve teknik bilgi” gerektiren alanda bilirkişiye başvurur. Burada bahsedilen tamamen yargıcın sübjektif durumudur. Bu nedenle bilirkişinin görev alanını çizecek genel bir kural koymak neredeyse imkânsızdır. O halde bilirkişinin görev alanı nasıl belirlenecektir. Bu konuda yargıç sübjektif durumunu ve somut olayı göz önünde bulundurarak bir nevi “ihtiyaç analizi” yapar. Yargıç bu analiz sonunda, somut olayda erişmek istediği maddi gerçeğe yakınlaştıracak bilgiyi elde edebileceği, uzmanlık, özel ve teknik bilgi sahibi bir bilirkişiye görev verecektir.

Seçilen bilirkişideki bu “özel” ve “teknik” bilgi ile ne kastediliyorsa, bilirkişinin görev alanını da o oluşturur. “Teknik bilgi” ile bilimsel dayanağı olan, ispatı mümkün bilgi kastedilirken, “özel bilgi” ile yargıcın genel hukuk bilgisi dışında kalan (teknik boyutu olsun ya da olmasın) özel bir uzmanlık gerektiren bir alan tarif edildiği kanaatindeyiz.

Alanımız olan maddi zarar hesabı konusunda bir örnek verecek olursak; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucu oluşan zarar karşısında yargıcın bir tarafı tazminata mahkûm edebilmesi için maddi zararın ve kusur oranlarının somut olarak belirlenmesi gerekir. Yapılan bu çalışma hem özel ve hem de teknik bir bilgi gerektirmektedir. Bu çalışmada bir bilirkişi yeterli olmayabilir. Maddi zarar hesabı için “hesap bilirkişine” görev verilirken, kusur oranlarının tespiti ve müterafik kusur için başka bir “kusur bilirkişisine” görev verilebilir. Hesap bilirkişinin hazırlayacağı rapor daha çok teknik bir bilgiye dayanırken, kusur bilirkişisinin hazırlayacağı rapor daha çok özel bir bilgiye dayanır.